
bizpaylaşıyoruz
paylaştıkçaçoğalıyoruz

Tek isteğin aslında o duvarda bir delik açabilmek dostum!
Aslında eskiden birçok şeyi gayet doğal komşularımızdan isteyebilirdik. Merdiven bizdeydi, ingiliz anahtarı Ahmet amcalarda, elektrik süpürgesi Necla teyzelerde. Çoğunlukla, zorunluluktan kaynaklanan bir durumdu bu. Herşeyi satın alacak paramız yoktu. Üstelik zaten sahip olmaya da gerek yoktu, ayda yılda bir kullanacağımız şeyleri. Sonra 2 şey oldu :
1. Neredeyse komşularımızı yolda görsek tanımayacağımız büyük şehirlere, kutu kutu sitelere taşındık. Artık birşeye ihtiyacımız olduğunda kimden isteyeceğimizi bilmiyorduk.
2. Sahip olmanın bir statü sembolü olduğuna inandırıldık. Herşeyi gider satın alır olduk. Evlerimiz kullanmadığımız eşyalarla dolup taştı.
Ama şimdi eski alışkanlıklarımıza geri dönmek için büyük bir istek var. Üstelik komşularımızı tanımasak bile, sosyal medya ya da sadece eşya takasını mümkün kılan uygulamalar sayesinde artık kimde ne var, kim kullanmadığı hangi eşyasını paylaşmak istiyor görebiliyoruz.
Genelde uygulamalar 3 modelde çalışıyor :
1. Eşyanızı birisine hediye ediyorsunuz. Eşya artık yeni sahibinin oluyor.
2. Eşyanızı birisine ödünç veriyor, ya da cüzi miktara kiralıyorsunuz. Eşyanız sonra size geri geliyor.
3. Karşılıklı ya da çoklu takas. Bir şey alıp yerine başka bir şey veriyorsunuz.
En çok ev tamir aletleri, seyahat ve kamp malzemeleri, elektronik aletler, bahçe eşyaları ve mobilyaları, okul ve bebek malzemeleri takas görüyor.
(kaynak olarak www.collaborativeconsumption.com, Rachel Botsman'ın kitabını ve google'ı kullandık.
Eksik gördüğünüz, eklenmesi ya da düzeltilmesi gerektiğini düşündüğünüz noktalar varsa, bize yazın)
İhtiyacın olanı arkadaşından iste
Eski alışkanlığımız okullarda, kantinlerde mantar panolara renkli post-it'lerle yazardık 'kullanılmış T-Cetvel arıyorum' ya da 'az kullanılmış klasik gitarımı satıyorum'.
Avustralya bazlı 'friends with things' sitesi de bu sistem üzerine kurulmuş. İhtiyaçlarınız ya da vermek/satmak istediğiniz eski eşyaları pano'ya iğneliyorsunuz.


Likya’ya gidesim var ama çadırım yok…
Kimisi dikiş dikmek istiyor, kimisi Likya Yolu’nu yürümek, kimisi de tenis oynamak… Ama diyorlar ki “Bir haftalık bir heves için o kadar para ödenir mi?”. İşte böyle düşünenleri sevdiğin işlerle tanıştırmak için elinde bir fırsat var. Paylaş gitarını, amfini, çadırını, uyku tulumunu, tenis raketini, dikiş makineni, kalbi seninkiyle bir atanlar seni bulsun!
Peki ya, Bir aylığına ödünç kamera verebilecek olan var mı?
Netbook Eşya Kütüphanesi aracılığıyla ilk paylaşılan eşyalardan biri oldu. O zamandan beri de pek çok ödünçprojektör, yazıcı, mp3çalar, kamera, fotoğraf makinesi ve akıllı telefon isteği almaktayız. Kullanıcılarımız arasında elektroniksever çok, sen de katılabilirsin.